24 Aralık 2008 Çarşamba

..


aksam bulutları cagırayımda biraz yagmur yagdırayım.. cok doldu buralar. yagmur biraz ferahlık verir... hem yagmurda sisde dagılır. evet aksama cagarıyım bulutları..

8 Aralık 2008 Pazartesi

vekilin olayımmı??



vekilin olayımmı ... ol



vekilin olayımmı ... ol



vekilin olayımmı ... ol



kırt die kesiverdi hayvanı. bu sefer cinayete ortak oladum. kefil olması icin onay verdim. bide hayvanı kessin die para.. daha oncede sahid olmustum ama bu seferki daha agır geldi.



bide yanından takip ediyorum yunanistanın olayını. koclarım benim. hastasıyım hepsinin. yine kapamıslar okulları dokmusler tum gencligi dısarı... simdi polise hesap soruyorlarmıs. kimin silahıyla kime ates ediyosun...



hem kurban hemde vekil olurum yunanistan anrsistlerine. exarsiada simdi salına salına dolanmak vardı...

27 Kasım 2008 Perşembe

..temizlik..


gecen gun genis caplı bir temizlige giristim. fakat cok basarılı olamamısım ki...
kenarda kosede tozlu raflarda biraz sıkıntı kalmıs. cekmece koselerinde eskiden duydugum hazlar, keyifler kalmıs. dolap arkalarında verilen sozler kalmıs. eskiden beni sevdigini soyleyenler simdilerde benden agızlarını yamultarak bahseder olmuslar. eskiden yatagımda nefes nefese bedenler simdi yeni hazlar arar olmuslar. eskilerden birinden bir kac cumle kalmıs. "iyi bir sevgili olamadın hiç" diyen. ben bunu kimseye vaad etmedimki...
karsılıksız umutlar. kırdıgım insanlar. kazanmayı cok istedigim kalpler kalmıs. gormeyi cook istedigim iki kelam etmeyi hayal ettigim insanlar kalmıs. biraz derinde kalmıslarki, kolum yetişmemis uzanmaya. ama en kotusu. son bir kac zamandan agızımda bozuk bir tat kalmıs...

fotoroman..


guzel bi gunde ne isteyebilirdi ki insan. renkleri gordukce ici acılır göğün mavisi hayal olur insana. balonlar renk renk. huzur veriyor insana. umut veriyor...

ama rengarenk olmak her zaman umut, hayal olmaz insana. eger farklı olan sensen; senin renginse tutmayan yasadıgın yere...
iste o zaman yapacak bisey kalmıyor. sairin dedigi gibi her aksam boyle icip kederlenip mutsuz olacaksın...


sonra donup kendine soruyorsun. nedir ulan kavgam. kimle savasıyorum. neyi cozmeye calısıyorum. ortada soru bile yok. var olana uy. parcası ol. dısarıda yer yok sana. ortadaki kuyuya atla.kurban ol. kural bu. icinde ol.

istedigin bir parca ask degilmi. onun yanında onunla beraber onun icinde olmak degilmi. hem isteyip hem sevip hemde nasıl kavga edersin. onunla kendinle...

asksa istegin. mutluluksa. umut et. cross your finger and hope. ışık uzak degil








24 Kasım 2008 Pazartesi

dogum gunu..

efendiim biraz once bir sitede dogum tarihini buraya gir ilginc bilgiler goreceksin gibi bir siteye dogum tarihini girince kendimle ilgili ogrendigim bazi garipliklerin bir kısmını sıralıyorum. gorun ve sasırın efendiim...
evet efendim oncelikle bir salı gunu dogmusum. ve dogalı 9080408452 saniye olmus. dogum gunume 79 gun kalmıs sadece. beni mutlu etmek icin sırada bekleyen arkadaslarıma dusunup alısveris yapmak icin yeterli vakti sunar bu sure sanırım. ana rahmine tahmini (sanki digerleri tahmini degilmis gibi) 8 mayıs 1979 tarihinde dusmusum. ki bence cok guzel bir gun ask yapmak icin. ne sıcak ne soguk. benim yasıma esit bir ordek 8, bir kedi 14 bir balina 144 yasındaymıs. ne demekse artık.
burc uyumumun iyi oldugu yegane iki burc ikizler ve terazi imiş. hadi canım sendeee. hayatımı tuketen ikizleri unutamadım daha.

en garibi bu galiba burcumun unluleri serdar ortac, emre aydın, John Travolta, mehmet ali erbil, ajda pekkan, rauf denktas(?)... acaba kisiler arasında ne tur bir bag kurulabilirki??

bunun dısında dogum gunume gore "kugu" hayvanı imişim. komik bir kugu olurdum her hal.
buda yetmezmis gibi burcuma gore tatil secenegim var. komputer benim icin ideal tatil yerlerini belirlemis bunlar "Rusya, Çin, Hong Kong ya da Berlin " kimisi ulke kimisi sehir ama olsun. koca komputer yanılacak degil ya. rusya yada berlin:D

burcuma gore sarkım sezen aksudan simdi bana kaybolan yıllarımı versinlermis.
ve en son olarakta bu onemli bilgileri aktarmadan kapatamayacagım yazımı... kopyalıyorum efendim...

Sen doğduğunda cumhurbaşkanımız Fahri Korutürk idi.

Sen doğduğunda başbakanımız Süleyman DEMİREL idi


Doğduğunuz yıl asgari ücret: 5.400 TL

Sen doğduğun gün Amerikan Doları 71,40 TL idi

Sen doğduğun gün Alman Markı 41,30 TL idi

Sen doğduğunda 200 gr ekmek 3 Lira 13 Kuruş du


Doğduğun sene İtalya'da yapılan Avrupa Kupasını Batı Almanya aldı.

1979-1980 sezonunun şampiyon takımı Trabzonspor, gol kralı M.Denizli - B.Yorulmaz (Altay - Bursa) 12 gol
1980-1981 sezonunun şampiyon takımı Trabzonspor, gol kralı Bora Öztürk (Adanaspor) 15 gol

22 Kasım 2008 Cumartesi

..fırtına..


yine basa donucem ama durum hala aynı. tutunamıyorum sıctımının hayatına. yonetemiyorum, basa cıkamıyorum. gunduz iste aksam olsada yada daha iyisi hafta sonu olsada done done yatsam tv seyretsem esle dostla konussam. aksam oluyor gece oluyor yatamıyorum. malmıyım nie yatıyorum, nie donuyorum yatakta, nie mal mal tvye bakıyorum die darlanıyorum. kalkasım geliyor. sonraki gun yine hafta sonunu yada geceyi bekliyorum done done yatmak icin. arkadaslarımı ozledim gorsem iki muhabbet etsem diyorum. beceremiyorum. mal gibi oturuyorum oyle. sıkılıyorum onlarlada. dısarı cıksam diyorum bir yerlere aksam muzik eglence kızlar. gidince cok sıkılıyorum. aman eve kacıyım diyorum. eve gelince ne isim var hafta sonu evde diyorum yine darlanıyorum. kendime kızıyorum. istedigim hersey ogrenilmis. tvden goruyorum hafta sonları akan insanları kızlarla takılan oglanları, cılgın partileri. tabii tvde gorduum bana uymuyor. ogrenilmis gercege olmuyor. ee ogrenmedigi biseyi nasıl yapar insan. bugun hafta sonu. guzel aksam. ne yapayım peki. uff

Dısarıda deli bir fırtına var. bakıyorum bekliyorum icimdekine yetisebilecekmi diye. o zaman fırtınaya karısırım ruzgar olurum belki. delice eserim. savururum herseyi her yere. eserim gurultulu. hic ogrenilmis bisey degil bu. fırtına olma istegi. buldum iste buyuyunce fırtına olacam ben. sarı fırtına halil:) camları takırdatacak dalları dans ettirecek. etekleri kaldıracak. erkeklere mazeme cıkartacak deli fırtına halil.
gideyimde bir kahve yapayım kendime. camın onunde ruzgarda insanlara bakıp icerim guzel bi muzikle. belki kızların etekleri ucusur

29 Ekim 2008 Çarşamba

yeniye dair...

eski yeni. yep yeni deil. cemberi takip ediyorum. kuyrugumu izliyorum. nie geldin nie gittin. senin icin daha ne feda edebilirim. azalıyor hep icimden biseyler. eriyorum kendi icimde bogulucam. yite eriye...
durduramıyorum kendimi. yazamıyorum. cok sey oluyor. ugur dogru soyluyor. dunyaya tecavuz ediyor gibi hissediyorum kendimi. hem bedenleri hırpalıyorum hem zihinleri. durdurmalıyım kendimi. artık gelsende gitmesen keske. senin icinde bogulsam. yataktaki kokunla idare etmek yerine..

10 Ekim 2008 Cuma

ek..

ekleyesim geldi. yazasım geldi. dokesim dokulesim geldi sabah dinledigim yagmurdan leonard cohenden sıcak cayımdan sigramdan...
bi kere dibe inmeye baslayınca, alısınca, sığda bulunmak zor; yuzeyde takılmak ise imkansız gibi. icerisi soguk ama camları kapamaya kıyamıyorum. yorgan altında bilgisayar onunde. ne geliyorsa aklına bas tuslara yazsın beyaz ekrana.. derinlerde dolanmaya baslayınca yuzeysel seylerden tat almak zor. en kolayı bu, dusunme birileri zaten biliyor kacta yatman gerektigini kalkman gerektigini, sana yapman gereken zaten soyleniyor... sadece yap. itaat et. zamanın kalmayınca kendine saracak ne yapıyosun. sana yapman gerekenleri saydıklarında kendine eziyet etmen yok listede. ee ne olacak. kim ugrasacak seninle. kim kanatacak seni. simdi anlıyorum insanlar neden is bulup evleniyor ve hemen cocuk yapıyor. senin dermanın, zamanın kalmayınca kendini oymaya, baskasını buluyosun seni yaracak, yoracak...

kucuk iskender okumalı, ne demisti bugun bir kurban kestim senin icin bak hala acıyor, kanıyor bileklerim. kesmen soylenmeden kesme. dediigim gibi itaat et...

yeni...

hayatım yep yeni. bana ait olanı bastan yazıyorum. tabii bu kendini yeniden bulma ve yaratma doneminide getiriyor. once iş. yaklasık 1 aydır calısıyorum. bambaska insanlar, bambaska bir ortam, bambaska bir period. sabah 7de kalk aksam 7de evde ol. yemek ye biraz tvye gozat saat on; sonra iki sallan bir yuvarlan 12 dedinmi yataga. 4 gun boyle yasadım sonra isyan ettim bu olsun istemiyorum hayatım. corporate insanlar. arabasından bahsederken cocugunu anlattıgını dusundugum adamlar. en buyuk aksiyonu kuafore gitmek olan kadınlar. egitiyorum hepsini. ofisin havasını deistirmeye calısıyorum simdilik. ilk basta 3 4 kisi dinliyordu beni simdi 8 10 kisi varız. patronum deli olduuma kanaat getirsede yavas yavas bir yerlere gelecekler. bana gelecekler.

sonra neset geldi. leopar neset. yaklasık 1 aylık kedi yavrusu. sarman. veterinerin kimligine yazdıı adıyla neşat. oyuncu. bence miyavlamayı ogrenmeden once kufur etmeyi ogrenecek. her gelen iki kurcalıyor iki sovuyor kediye. ruh hastası olması yakın. komando egitimi veriyoruz simdilik. bakkala gidip bira sigara almayıda ogretirsek tamam bu iş.
bide ask mesk mevzuu varki. tam senlik. "ozledim, gelsene, gelemem, ablam var, sen gel, misafir var, kokun hala yatakta, bu hafta sonuda gelseydin, kokun hala silinmeden, gelirim, nie gelmedin, sen nie gelmedin, ozluyorum, seviyorum, benimi neden..."
tam kalemim tam...

dusunurken yoruldum biraz uyuyayım...
neseet gel yavrumm...
yeniden oynıcazzz...

31 Ağustos 2008 Pazar

..


its so cold again in the morning.. its so cold without you...

28 Ağustos 2008 Perşembe

bugun tanrıyı gordum ruyamda...












evet evet gordum. ironi falan yapmıyorum. bildiin rüyama girdi iste tanrı. konusmadık hayır fakat bana müzik caldı....
daha başa donmek lazım belki. herkesin sorularına cevap olacak. aklını basından alacak, umutlarını kıracak, belki kızdıracak cevaplarım var artık tanrıyla ilgili. neye benziyor tanrı. oncelikle kadın. hemde afro amerikalı bir kadın. 1.80 boylarında, zayıf ama oturaklı, kıvırcık african saclı. kocaman beyaz cerceveleri olan bir guneş gozlugu takıyor. beyaz bir elbise giyiyordu. oturdugu icin elbisesinin tamamını goremiyordum. kendisinide tamamen goremiyordum. hayır bu resimdeki kadına hiç benzemiyor. sadece sacları aynı. onunki biraz daha dagınık. ama o cok daha siyah. zaten heryer simsiyah. oda gece kadar siyah. cok daha guzel , cok daha karizma ve cok daha yuvarlak hatlı. cok karizmatik. konusmadı benimle. biraz ustten baktı. sonra bana bir sarkı dinletti. hatırlamadıgım. ama bir yerinde sarkının you can ignore diyordu.

15 Ağustos 2008 Cuma

sus beee


yorgunum, cıkar yol bulmak zor geliyor. insan neden kurtulmak istedigini bilemezse neyin canını acıttıgını bilemezse nasıl savasırki onunla. kendi icimde dö(vü)nüp duruyorum. eskiden sadece duruyordum simdi kendimi tekrarlıyorum. cemberin duvarlarını o kadar kalın örmüsümki dısına cıkamıyorum. hah sanki dısarıya cıkmaya cesaretim var gibi. dısarıdaki herkesden korkuyorum. herkesden. gidip kimseyle konusamıyorum bile. cemberimi zorlayamıyorum bile. kimseye anlatacak biseyim yok. hikayesiz insan zaten hic yasamamıstır. kendime sarıyorum. cok tehlikeli. kendimden uzak durmalıyım. biliyorum. sardıkca kendime zarar veriyorum. durduramıyorum ama kendimi. kime sarsam. birilerine ihtiyacım var. alıp goturecek birine. özel birine. cemberin dısından birine. eski defterleri acıyorum. eski kadınları zorluyorum. recycling yapıyorum. doga dostuyum. en eskilere bulasıyorum. kapı bana cıkıyor. yine kendimle didisiyorum. kendimi dovüyorum. kendimi üzüyorum. gücüm zavallılara yetiyor. onları avlıyorum. bir sure iyi hissettiriyor. oyalıyor. can yakmayı oyun sanıyorum. yolum ezbere cıkıyor. ezberden yiyorum. ne kadar kaldıysa onu yiyorum. ezber gun be gun azalıyor. bunun farkına varıyorum. ezberlerin yeni hayatı var. benim icin tutusmuyorlar artık. belki dunya artık benim cevremde donmuyor. yaslanıyorum cirkinleşiyorum kendi sesime katlanamaz cümlelerime tahammül edemez oluyorum. SUS beee. git simdi. aglamak icin yalnız kalmaya ihtiyacım var. hesap lütfen. gitmem gerek. yorgunum...

17 Temmuz 2008 Perşembe

düş..


Düş… hepsi düş. Hayal.. hayal et. Dur, sabır et. Çok yüksek. Düşülemeyecek kadar yüksek. Ama sen yinede düş. Dibe yaklaş. Yanıma gel. Kaçma. Yanaş. Birlikte kaçma, birlikte düşme. Giyin. Üzerine kalın bişeyler al. Cıplak kalma. Bana güvenmiyormusun. Yanıma gel. Cok bekletme, cok yorma. Sen gec kaldın önceden cok yorulmustum. Yorulma limitimi doldurdum. Doluyum ama taşamıyorum. Kenarlarım cok yüksek. O zaman dolu olmazki. Kabın icinde hapis oldum. Kenarlarını aldır, biraz törpület. Kime?? Kim olursa. Ama herkes olmaz. Dur. Dinlen. Hepsi düş…

16 Temmuz 2008 Çarşamba

bana göre..






Yunanistan bittigine gore yeni bir hayata girmek gerek artık. orasını temizlemek iyi oldu. yeniye baslamakta. sehir kolay kabul etti beni. ama hala icine almıyor. oyle giriste bekleme salonunda yada hol diyebilecegim bir yerde bekletiyor. ama bunda sonrası daha baska olacak. artık hayatı bana gore yasıcam. bana gore guzel bana gore is bana gore eş bana gore hayat. sonra digerlerine ogreticem bunu. cok iddalıyım ama bu tam benlik zaten. benim hayatımın benim kısmı. nasıl iddalı olmam.




Tam biseyler yolunda giderken durup bakınca cokta bana gore olmadıgı cıkıyor olayların. is arıyordum is buldum. kosullar ortada donen 3 kurus para. gece onda iş cıkısı. hafta sonları dahil haftada 6 gun iş. yok bunlar bana gore deil. hala oynanacak kozum var. beklerim. tam benlik, tam bana gore bekleme işi..


yok yok olmayacak sirkte is bulacagım. benim yerin spotların altı...